Çocuk yetiştirirken, bazen isteriz ki bizim gibi olsun bizim gibi tepki versin. Kendimizi görünce seviniriz, görmeyince sinirleniriz… “kime çekmiş” gibi safsatalarla kendimize sorular sorarız. Tabiki gen aktarımı karşı konulamaz bir durum fakat her çocuk bir birey bir karakter. Biz sadece hamura şekil vermeye çalışan bir kil ustasıyız. Üstümüze düşeni yaptıktan sonra izlemek düşer bize. Lafı çok uzatmadan, Halil Cibran çok güzel özetlemiş, buyrun efendim…
Çocuklar
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.Halil Cibran